Hülya ÖZBEK GÜLHAN, hulyaozbekgulhan@gmail.com
A- Yalın Sağlık Kapsamında Tesis Kalitesi Çalışmalarının Sağlık Ekonomisi Açısından Maliyet Değerlendirmesi
Sağlık sistemlerinde artan maliyet baskısı, hem kamu hem de özel sektör açısından sürdürülebilirliği zorlaştıran temel unsurlardan biridir. Bu noktada, yalın yönetim felsefesinden uyarlanan Yalın Sağlık yaklaşımı; israfların önlenmesi, süreçlerin basitleştirilmesi ve hasta odaklı bir hizmet anlayışıyla öne çıkmaktadır. Tesis kalitesi çalışmalarının bu yaklaşım ile ele alınması, sadece hizmet kalitesini değil, aynı zamanda ekonomik verimliliği de doğrudan etkilemektedir.
Tesis Kalitesi ve Sağlık Hizmetlerinde Önemi
Hastanelerin fiziki yapısı, tıbbi cihaz altyapısı, hijyen standartları ve iş akış düzenlemeleri, hasta güvenliği kadar çalışan memnuniyetini de belirler. Kalite yatırımları ilk etapta yüksek maliyetli gibi görünse de; uzun vadede arıza, enfeksiyon, bakım-onarım ve iş gücü kayıplarını azaltarak sağlık ekonomisine katkı sağlar.
Yalın Sağlık Perspektifinden Maliyet Analizi
- İsrafın Azaltılması: Yalın prensipler, gereksiz bekleme, fazla malzeme stoku ve verimsiz alan kullanımını önler. Bu sayede tesis işletme maliyetleri düşer.
- Enerji ve Kaynak Verimliliği: Modern tesis kalitesi çalışmaları, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir kaynak yönetimini teşvik eder. Bu da doğrudan maliyet avantajına dönüşür.
- Hasta ve Çalışan Güvenliği: Kaliteli bir tesis altyapısı enfeksiyon oranlarını, hatalı uygulamaları ve iş kazalarını azaltır. Sağlık ekonomisinde bu durum, dolaylı maliyetlerin önemli ölçüde düşmesi anlamına gelir.
- Uzun Vadeli Yatırımın Geri Dönüşü (ROI): Yalın Sağlık çerçevesinde yapılan kalite yatırımları, kısa vadede bütçe yükü oluştursa da uzun vadede amortismanı hızla gerçekleşir ve toplam sahip olma maliyetini düşürür.
Sağlık Ekonomisi Açısından Kazanımlar
- Maliyet Etkinlik: Daha az hata, daha az tekrar işlem ve kaynak tasarrufu.
- Verimlilik Artışı: Süreçlerin hızlanmasıyla daha fazla hastaya etkin hizmet sunumu.
- Hasta Memnuniyeti: Bekleme süresinin kısalması ve güvenli ortamın sağlanması, sağlık sisteminin sosyal faydasını artırır.
- Sürdürülebilirlik: Sağlık hizmetlerinde maliyetlerin kontrol altında tutulması, kamu bütçesine ve özel sigorta sistemlerine yükün azalması demektir.
Yalın sağlık yaklaşımı ile tesis kalitesi çalışmalarını bütünleştirmek, sadece hastanelerin operasyonel verimliliğini değil, ülke sağlık ekonomisinin sürdürülebilirliğini de güçlendirmektedir. Maliyetleri azaltırken kaliteyi artırmak mümkün olduğunda, sağlık sistemleri hem finansal hem de toplumsal açıdan kazanım sağlamaktadır.
B- Sağlık Ekonomisi Kapsamında Değersiz İlaç ve Hastalık Ar-Ge Çalışmalarında Markov Modelleme gibi İleri Matematik Tekniklerin Kullanımı
Sağlık ekonomisi, kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda en yüksek toplumsal faydayı sağlamayı amaçlar. Ancak ilaç geliştirme ve yeni tedavi araştırmaları, yüksek maliyetleri ve belirsizlikleri nedeniyle ciddi ekonomik yükler doğurur. Özellikle “değersiz ilaç” (low-value medicine) veya etkinliği sınırlı tedaviler üzerine yapılan harcamalar, kaynakların yanlış yönlendirilmesine yol açabilir. Bu noktada Markov modelleme, karar analizi, Monte Carlo simülasyonları ve benzeri ileri matematiksel teknikler, hem maliyet-etkinlik hem de sağlık çıktılarının tahmini açısından kritik rol oynar.
Markov Modelleme Neden Önemli?
Markov modelleme, kronik hastalıkların zaman içinde farklı sağlık durumlarına geçişlerini (ör. hastalık ilerlemesi, komplikasyon gelişimi, ölüm) matematiksel olarak simüle eder. Böylece:
- Uzun dönem maliyetler (ilaç, hastane, bakım vb.),
- Kaliteye uyarlanmış yaşam yılları (QALY),
- Yaşam beklentisi gibi göstergeler hesaplanabilir.
Bu teknik, bir tedavinin gerçekten toplumsal maliyetleri azaltıp azaltmadığını ölçmek için en güvenilir yöntemlerden biridir.
Değersiz İlaç ve Hastalık Çalışmalarında Kullanım
- Etkinliği Düşük İlaçların Belirlenmesi: Markov modelleri ile uzun vadede faydası olmayan ilaçların ekonomik yükü net şekilde ortaya konabilir.
- Alternatif Senaryo Analizi: Yeni moleküller, biyobenzerler veya yerli üretim ilaçlarla kıyaslamalar yapılarak hangi seçeneğin daha maliyet-etkin olduğu görülebilir.
- Hastalık Önleme Stratejileri: Tedavi yerine koruyucu hekimliğe yapılacak yatırımların ekonomik getirisi modellenebilir.
- Ar-Ge Kaynaklarının Yönlendirilmesi: Kamu fonları ve üniversite destekleri, yüksek değerli ve maliyet-etkin araştırmalara aktarılabilir.
Türkiye Açısından Değerlendirme
Türkiye’de ilaç ve sağlık harcamalarının GSYH içindeki payı %5’in üzerindedir. İlaç bütçesinde ise önemli oranda “katma değeri düşük ürünler” bulunur.
Markov ve ileri modelleme teknikleri, özellikle SGK ve Sağlık Bakanlığı geri ödeme kararlarında kullanılabilir. Bu sayede:
- Yüksek maliyetli ama düşük faydalı ilaçların geri ödemeden çıkarılması,
- Yerli biyobenzer ve jenerik üretim için yol haritalarının geliştirilmesi,
- Sağlıkta teknoloji değerlendirme (HTA) süreçlerinin güçlendirilmesi mümkün olur.
Üniversiteler, TÜBİTAK ve Kalkınma Ajansları, modelleme tabanlı sağlık ekonomisi araştırmalarını destekleyerek ülkenin sağlık Ar-Ge stratejisine yön verebilir.
Markov modelleme ve benzeri matematiksel yöntemlerin sağlık ekonomisi politikalarına entegrasyonu, Türkiye’nin:
- Gereksiz harcamaları azaltmasına,
- Etkin ilaç ve tedavilere odaklanmasına,
- Ar-Ge kaynaklarını doğru yönlendirmesine,
- Uzun vadede sürdürülebilir bir sağlık finansman sistemine sahip olmasına katkı sağlayacaktır.
C- Tesis, İlaç ve Hastalık Ar-Ge Çalışmalarının Türkiye Sağlık Ekonomisinde Maliyet Düşürme Boyutu
Sağlık ekonomisinin en kritik hedeflerinden biri; kaliteli, erişilebilir ve sürdürülebilir sağlık hizmetini en düşük maliyetle sunabilmektir. Türkiye’de sağlık harcamalarının önemli bir kısmını ilaç tedavileri, tedavi tesisleri yatırımları ve kronik hastalık yönetimi oluşturmaktadır. Bu nedenle Ar-Ge çalışmaları, hem maliyetleri kontrol altına almak hem de ülkenin dışa bağımlılığını azaltmak açısından stratejik bir araçtır.
- Tesis Ar-Ge’si: Akıllı Hastaneler ve Verimlilik
Yeni nesil akıllı hastane projeleri, enerji verimliliği, dijital hasta yönetimi ve robotik lojistik çözümlerle işletme maliyetlerini düşürmektedir.
Yatırım maliyetleri yüksek olsa da uzun vadede bakım, onarım, enerji tüketimi ve iş gücü kaybı gibi masrafları azaltarak kamu bütçesine katkı sağlamaktadır. - İlaç Ar-Ge’si: Yerli Üretim ve Biyoteknoloji
Türkiye, yıllık ilaç harcamasının önemli kısmını ithal ilaçlara ayırmaktadır. Yerli ilaç Ar-Ge’si ve biyoteknolojik ilaç üretimi, ilaç faturasında %20-30 tasarruf potansiyeli taşır.
Klinik araştırmaların artırılması hem tedaviye erken erişimi sağlar hem de sağlık turizmini canlandırarak ekonomik getiriyi artırır.
Jenerik ilaç geliştirmeleri, patent süresi dolmuş ürünlerde daha ucuz alternatiflerin piyasaya girmesine katkıda bulunur. - Hastalık Ar-Ge’si: Erken Tanı ve Dijital Sağlık
Özellikle kronik hastalıklar (diyabet, hipertansiyon, kanser) sağlık sisteminde en yüksek maliyetli alanlardır. Erken tanı teknolojileri ve dijital takip sistemleri, komplikasyonları önleyerek toplam maliyetleri ciddi oranda azaltır.
Yapay zekâ destekli tanı sistemleri, yanlış tanı oranlarını düşürür ve gereksiz tetkiklerin önüne geçer. - Sağlık Ekonomisi Açısından Kazanımlar
- Dışa bağımlılığın azalması → Döviz çıkışının düşmesi.
- Kamu bütçesinde sürdürülebilirlik → SGK üzerindeki ilaç ve tedavi maliyetlerinin azalması.
- Verimlilik artışı → Daha kısa tedavi süreleri, daha düşük yatış oranları.
- Toplumsal fayda → Daha fazla hasta erken evrede tedaviye erişir, üretken nüfus korunur.
Tesis, ilaç ve hastalık alanındaki Ar-Ge yatırımları, Türkiye’nin sağlık ekonomisinde hem maliyet azaltıcı hem de katma değer yaratıcı bir role sahiptir. Doğru strateji ve kamu-özel iş birliği ile Ar-Ge; sadece maliyetleri düşürmekle kalmaz, aynı zamanda ülkenin bölgesel bir sağlık üssü olmasına da katkı sağlar.