Hızla Yaşlanan Dünya Nüfusu ve Sağlık Turizmi

Hülya ÖZBEK GÜLHAN, hulyaozbekgulhan@gmail.com

Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Özellikle finansal olarak gelişmiş ülkelerde yaşam beklentisinin artması ve doğum oranlarının düşmesi, sadece sosyal politikaların değil, aynı zamanda küresel sağlık ekonomisinin de temelini değiştiriyor. Peki, bir ülkenin finansal yapısının sağlamlığı ile vatandaşlarının yaşam kalitesi arasında nasıl bir ilişki var ve bu, sağlık turizmi pazarını nasıl şekillendiriyor?

Bu soruların cevabı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Hülya ÖZBEK GÜLHAN’ın 2024 tarihli dönem projesinde net bir şekilde ortaya konuyor.

Projeden Gelen Kritik Bulgular: Finans ve Uzun Yaşamın Bağlantısı

Hülya ÖZBEK GÜLHAN, projesinde Finansal Sistem Gelişmişlik İndeksi’ne göre sıralanmış ülkeleri ve Türkiye’yi inceleyerek, yaşlılık göstergeleri (Doğuşta Beklenen Yaşam Ümidi ve Yaşlı Bağımlılık Oranı) ile sosyoekonomik değişkenler (GSYİH ve Finansal Gelişmişlik İndeksi) arasındaki ilişkiyi analiz etmiştir.

Projenin en çarpıcı sonucu: Finansal Gelişmişlik İndeksi ile yaşlılık göstergeleri arasında kuvvetli, pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Bu bulgu şunu gösteriyor:

Finansal Güç = Sağlıklı Yaşlılık: Finansal sistemi gelişmiş ülkeler, Ar-Ge’ye, ileri sağlık teknolojilerine, koruyucu hekimliğe ve uzun süreli bakım hizmetlerine daha fazla kaynak ayırabilmektedir. Bu durum, doğrudan vatandaşlarının daha uzun ve sağlıklı yaşamasına olanak tanımaktadır. Japonya’nın en yüksek yaşam ümidi değerine sahip olması ve İsviçre’nin en yüksek finansal gelişmişlik indeksine sahip olması bu bağlantıyı destekleyen örneklerdir.

Yaşlanan Nüfusun Alım Gücü: Finansal olarak gelişmiş toplumlardaki yaşlı nüfus, genellikle yüksek gelir ve birikim düzeyine sahiptir. Bu, onların emeklilik sonrası dönemde dahi kaliteli ve özel sağlık hizmetlerini talep edebilecek satın alma gücüne sahip olduğu anlamına gelir.

Dünya Yaşlı Nüfusu ve Sağlık Turizmi Fırsatı

Projenin ortaya koyduğu bu güçlü korelasyon, küresel sağlık turizmi pazarının temelini oluşturur.

Yaşlanan ve finansal olarak güçlü olan bu nüfusun (özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’dan), temel sağlık hizmetlerinin ötesinde, spesifik ve maliyetli tedavilere ihtiyacı vardır:

  • Rehabilitasyon ve fizyoterapi
  • Kronik hastalık yönetimi
  • Termal ve kür merkezleri (wellness turizmi)
  • Estetik ve yenilenme operasyonları

Ancak bu hizmetlerin maliyeti kendi ülkelerinde çok yüksektir. İşte bu noktada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için büyük bir ekonomik kapı aralanmaktadır.

Türkiye’nin Rolü ve Fırsatı

Projemizde Türkiye, incelenen parametrelerde gelişmekte olan ülkeler arasında konumlandırılmıştır. Finansal gelişmişlik endeksinde daha üst sıralarda yer alan ülkelere kıyasla, Türkiye’nin avantajı, yüksek standartlı sağlık hizmetlerini rekabetçi fiyatlarla sunabilmesidir.

Türkiye’nin Sağlık Turizmindeki Gücü:

Maliyet Avantajı: Gelişmiş Batı ülkelerine kıyasla, aynı kalitedeki tedavi ve hizmetler çok daha uygun fiyatlıdır.

Kaliteli Tıp Uzmanlığı: Akredite hastaneler, son teknoloji cihazlar ve iyi eğitimli sağlık profesyonelleri mevcuttur.

Coğrafi Konum ve Turizm Potansiyeli: Avrupa, Orta Doğu ve Asya’ya yakınlığı; tedavi süreci ile turizmi birleştiren (termal, deniz, kültür) paketler sunma yeteneği.

Sonuç: Hülya ÖZBEK GÜLHAN’ın projesinin gösterdiği gibi, finansal gelişmişliğin getirdiği uzun yaşam beklentisi, yaşlı nüfusun sağlık harcaması potansiyelini artırmaktadır. Türkiye, bu potansiyeli yüksek alım gücüne sahip yaşlı nüfusa yönelerek, yüksek kaliteli ve uygun maliyetli hizmetlerle küresel sağlık turizmi pastasından daha büyük bir pay alabilir. Toplumumuzun yaşlanma sürecine yönelik politikaların yanı sıra, sağlık sistemimizin uluslararası taleplere hazır bulunuşluğu, gelecek yıllardaki ekonomik başarımızın anahtarı olacaktır.

Yazar Notu: Bu blog yazısında yer alan temel bulgular, Hülya ÖZBEK GÜLHAN’ın 2024 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu dönem projesine dayanmaktadır.

Diğer Yazılar

Yazıyı Paylaş: