Reşan ARLIER, resann@hotmail.com
Günümüzde sağlık turizmi yalnızca bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda insan odaklı bir güven sistemi, sağlık diplomasisi ve çok kültürlü bir etkileşim alanı hâline gelmiştir. Peki bu sistemin sürdürülebilirliğini gerçekten ne sağlar?
Yanıt net: Sağlık profesyonelleri.
________________________________________
Yeni Bir Rekabet Tanımı: İnsana Yatırım
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve OECD’nin raporları açıkça söylüyor:
“Gerçek rekabet, insan kaynağına yatırım yapan ülkeler arasında yaşanıyor.”
Bu perspektifle baktığımızda, sağlık turizmi alanında güçlü olmanın yolu, sadece hastane yapmaktan ya da teknolojiyi artırmaktan geçmiyor. O hastanede hizmet sunan, hastayla ilk göz teması kuran, tedavi boyunca yanında olan nitelikli sağlık profesyonellerine yatırım yapmaktan geçiyor.
________________________________________
Başarıya İnsan Eliyle Ulaşan Ülkeler
Bazı ülkeler bu değişimi çoktan gerçekleştirdi.
• Hindistan, döviz bazlı maaş politikalarıyla uzmanları sistemde tutuyor.
• Güney Kore, her yıl 1.500’ün üzerinde yabancı sağlık çalışanını eğitiyor.
• Tayland, 37 JCI akrediteli hastanede hasta memnuniyetine ve çalışan refahına birlikte odaklanıyor.
• Almanya ve İsviçre, malpraktis sigortası ve personel hakları ile çalışan güvenliğini merkeze koyuyor.
• İngiltere ve Kanada, kültürel uyumu ve çok dilli iletişimi hizmet içi eğitimlerle zorunlu hâle getiriyor.
Bu ülkelerin ortak noktası şu: Sağlık çalışanı sadece uygulayıcı değil, sistemin stratejik taşıyıcısı.
Türkiye’nin Yükselişi ve Dayanma Noktası
2024 itibarıyla Türkiye:
• 1,53 milyon sağlık turisti ağırladı,
• 3,2 milyar dolar gelir elde etti,
• Genel turizm gelirinin %6,9’u sağlık turizminden geldi. (TÜİK, 2024)
Evet, Türkiye sağlık altyapısıyla, bölgesel erişim kapasitesiyle ve uzman kadrosuyla büyük bir başarı elde etti. Ancak şu soruyu sormadan geçemeyiz:
Bu başarıyı sürdürecek olan kim?
Yanıt: Sağlık profesyonelleri.
Ancak bu profesyoneller şu anda birçok zorlukla karşı karşıya:
• Yabancı dil eğitimi yetersiz.
• Kültürel farkındalık eğitimleri sistematik değil.
• Uluslararası hastaları kapsayan sigorta sistemleri yok denecek kadar az.
• Döviz bazlı maaş ve vergi muafiyetleri tutarlı değil.
• Akreditasyon süreçlerinde çalışan memnuniyeti dikkate alınmıyor.
________________________________________
Ne Yapmalı? Sağlık Turizminde İnsan Odaklı Bir Model İçin 5 Yapısal Öneri
1. Eğitim Reformu:
Sağlık turizmine özel yüksek lisans ve sertifika programları yaygınlaştırılmalı.
Çok dilli iletişim, kültürel uyum ve dijital sağlık eğitimleri zorunlu hâle getirilmeli.
2. Hukuki Güvence:
Uluslararası hasta ilişkilerini kapsayan malpraktis sigortaları ve etik danışmanlık sistemleri kurulmalı.
3. Mali Teşvik:
Döviz bazlı maaş, prim ve vergi muafiyetleri sistematik bir çerçeveye oturtulmalı.
4. Hasta& Çalışan Merkezli Akreditasyon:
Hasta , Sağlık çalışanı memnuniyeti, akreditasyon süreçlerinde zorunlu bir kriter haline getirilmeli.
5. Stratejik İnsan Yatırımı:
Tercüman, psikolog, hasta koordinatörü gibi destek profesyonelleriyle multidisipliner ekipler kurulmalı.
Yapay zekâ ve dijital sağlık uygulamaları sağlık profesyoneli odaklı planlanmalı.
Tersine beyin göçü için cazip kariyer modelleri oluşturulmalı.
________________________________________
Sonuç: Sağlık Profesyoneli Varsa Güven Vardır
Hasta sadece “tedavi” istemez.
İyi anlaşılmak, güvende hissetmek ve insani bağ kurmak ister.
Bunu sağlayan da teknoloji değil, insan eliyle şekillenen bir sağlık hizmetidir.
Bu nedenle sağlık çalışanına yapılacak her yatırım, sadece bir sektöre değil, Türkiye’nin uluslararası sağlık turizminde yapılan stratejik bir yatırımdır.