Fuat YALMAN, fuatyalman@duzce.edu.tr
Bütünleştirici Tıp, sağlık hizmet sunucusu ve hasta arasındaki ilişkinin önemini yeniden teyit eden, tüm kişiye odaklanan, kanıtlarla bilgilendirilen ve optimal sağlık ve iyileşmeyi sağlamak için tüm uygun terapötik yaklaşımları kullanan bütüncül bir tıp uygulamasıdır. Bütünleştirici Tıp, geleneksel biyotıbbın hastalık merkezli yaklaşımından, hasta değerlerinin ve hastaların katılımının merkezde olduğu bir yaklaşıma doğru bir paradigma değişimi gerektirmektedir. Bütünleştirici tıp, yaşam tarzının tüm yönleri de dahil olmak üzere tüm kişiyi (beden, zihin ve ruh) dikkate alan şifa odaklı bir tıptır. Terapötik ilişkiyi vurgular ve hem geleneksel hem de alternatif tüm uygun tedavilerden yararlanır.
Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp, halen geleneksel tıbbın bir parçası olarak kabul edilmeyen çeşitli tıp ve sağlık sistemleri, uygulamaları ve ürünlerinden oluşan bir gruptur. Tamamlayıcı tıp geleneksel tıpla birlikte kullanılır. Alternatif tıp, geleneksel tıbbın yerine kullanılır. Bütünleştirici tıp, güvenlik ve etkililiğine dair yüksek nitelikli bilimsel kanıtlar bulunan ana akım tıbbi tedaviler ile tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavilerini birleştirir.
Geleneksel tamamlayıcı tıp, dini inançlara, felsefelere ve sosyal deneyimlere dayanmaktadır. Tamamlayıcı tıp ise modern tıbbi tedavilere ek olarak alternatif tıbbi uygulamaların kullanılmasıdır. Alternatif ve tamamlayıcı tıp farklı kavramlar olmalarına rağmen, genellikle birlikte veya birbirlerinin yerine kullanılırlar. Alternatif tıp modern tıbba alternatif olarak kullanılan uygulamaları içerirken, tamamlayıcı tıp modern tıptaki tedavilere ek olarak kullanılan uygulamaları içerir. Her iki yaklaşımda da şifalı bitkiler, hayvansal ürünler, öneri ve uyarılar gibi yöntemler tedavi amaçlı kabul edilmektedir.
Dünyada son 10 yılda Sağlık Turizminde başarılı olmuş ülkeler, öncesinde süreçlerini tanımlamış ve stratejilerini belirleyerek Sağlık Turizmini ülke politikası haline getirmişlerdir. 2002 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından «Sağlıkta Dönüşüm» ile birlikte sağlık hizmeti sunumunda; Sağlık Hizmetlerine Erişim, Mali Sürdürülebilirlik ve Sağlık Hizmetlerinin Kalitesinin Artırılması başlıklarında kazanılan başarı ile birlikte gelişmiş ülkeler seviyesinde, teknolojik altyapı ve uzmanlaşmış hekim ve sağlık personeli kalitesine ulaşılmıştır. Bu başarı ile birlikte T.C. Sağlık Bakanlığı ile eş zamanlı diğer Bakanlıklarımızda Sağlık Turizmi’nde strateji belirleme ve politika oluşturma konusunda çalışmalar başlatmıştır.
Sağlık turizminde talep oluşturmak için kullanılabilecek en önemli pazarlama unsurlarından birisi sunulacak sağlık hizmetinin kalitesidir. Sağlık turizmi kapsamında sağlık kurumlarında sunulacak hizmetin kalitesi ise sağlık personelinin tıbbi tecrübe ve bilimsel yetkinlikleri, hastanelerin ileri teknolojili modern bir altyapıya sahip olması ve üstün hizmet düzeyleri gibi birçok farklı etkenle ilişkilidir. Sağlık hizmetlerinin kalitesi sağlık turizmi kararını etkileyen önemli bir stratejik kriterdir. Sağlık turizminin gerçekleşeceği ülkelerde hastanelerin yeterli donanıma sahip olmamaları ve akredite olmamaları, kanunlarda yanlış uygulama veya tedavilere yönelik yeterli yaptırımların yer almaması hizmet kalitesini etkileyerek, karar vericiler için bir tıbbi risk oluşturmaktadırlar.
Sağlık turizminin hem gerçekleşmesinin hem de gerçekleşmemesinin temelinde kalite yatmaktadır. Hastalar bilgi asimetrisi nedeniyle, değerlendirmelerini teknik kaliteden (hizmetin somut yönleriyle ilgili olan-bilimsel standartlara ve normlara uygun olarak sunulan teşhis ve tedavi hizmetleri) ziyade fonksiyonel kaliteye (hizmetin soyut yönleriyle ilgili olan-teşhis veya tedavi hizmetlerinin nasıl sunulduğu ile ilgili) göre yaparlar.